Amacım önerine itiraz etmek değil.
- I don't mean to object to your proposal.
Erkekler amaçlarına ulaştı.
- The men achieved their objectives.
Benim sol kulağımda yabancı bir cisim var.
- I have a foreign object in my left ear.
Cisimler, aynada gerçekte göründüklerinden daha yakındır.
- Objects in mirror are closer than they appear.
Bir teleskopla uzak nesneleri görebiliriz.
- We can see distant objects with a telescope.
Nesne, yanıp sönen ışıklar vererek, güneye doğru uçtu.
- The object flew away to the south, giving out flashes of light.
Aslında beni hiç sevmiyorsun. Tek önem verdiğin şey matematik! Ne münasebet, seni seviyorum! Kanıtla! Peki. Sevdiğim şeyler A kümesi olsun...
- You don't really love me at all. You only care about your math stuff! Not at all, I do love you! Prove it! Okay. Let A be the set of the objects I love...
Dehşet veren bir şeydi.
- It was an object of terror.