a person on watch for approaching enemy, police, etc

English - Turkish

Definition of a person on watch for approaching enemy, police, etc in English Turkish dictionary
lookout: nöbetçi
lookout: (Askeri) çanaklık
lookout: gözcü
lookout: gözetleyici
lookout: arayış
lookout: ileriki olasılık
lookout: gözetleme,sakın
lookout: (isim) gözcü, gözetleme, gözcülük yapma, kollama, manzara, beklenti, gözetleme yeri, ümit, sorun
lookout: gözetleme/gözcü/olasılık
lookout: {i} ümit
lookout: {i} gözetleme yeri, gözleği
lookout: {i} beklenti
lookout: (Askeri) GÖZCÜ: Düşman uçak, tank ve kıtalarını gözetlemeye memur edilen şahıs
lookout: {i} sorun
lookout: {i} gözetleme; gözleme
lookout: {i} gözetleme yeri
lookout: {i} manzara
lookout: {i} gözetleme
Gözetlemede muhtemelen büyük bir hata olduğunu zannediyorum. - I think that it likely that there was a major fault in the lookout.

English - English

Definition of a person on watch for approaching enemy, police, etc in English English dictionary: lookout
The raid failed when the lookout noticed the enemy group.

a person on watch for approaching enemy, police, etc

Hyphenation

a per·son on watch for approaching enemy, police, etc

History

Favorites