O benim komşum ama onu iyi tanımıyorum.
- He's my neighbour, but I don't know him that well.
Komşularım bana zaten Björk'ün kim olduğunu açıkladılar.
- My neighbours have already explained to me who Björk is.
Bitişik komşunun misafiri çok hurma yiyen bir misafirdir.
- The next-door neighbour's guest is a guest who eats lots of persimmons.
Dün gece mahallede büyük bir yangın vardı.
- Last night there was a big fire in the neighbourhood.
Buraya gelmeden önce buraya gelme ihtimaline karşı, yanımdaki kapı komşuma bir anahtar bırakacağım.
- I'll leave a key with my next-door neighbour in case you get here before I do.
My neighbour is very irritable and grumpy at times.