a person employed in the fishery on wages

listen to the pronunciation of a person employed in the fishery on wages
English - Turkish

Definition of a person employed in the fishery on wages in English Turkish dictionary

servant
{i} memur

Ben bir devlet memuruydum. - I was a public servant.

servant
devlet memuru

Ben bir devlet memuruydum. - I was a public servant.

servant
ayvaz
servant
odacı
servant
köle

İmparator, kölelerinden birine kendisini öldürmesini emretti. - The Emperor ordered one of his servants to kill himself.

servant
uşak

Onun uşakları bile onu küçümsedi. - Even his servants despised him.

Bir uşak özel bir evde bir hizmetçi olarak çalışan adamdır. - A manservant is a man who works as a servant in a private house.

servant
hizmetçi

Ona refakat edecek tek hizmetçisi vardı. - He has only one servant to attend on him.

Bir hizmetçi gibi davranırsan, bir hizmetçi gibi davranılırsın. - If you behave like a servant, you'll be treated like a servant.

servant
public servant memur
servant
servant girl hizmetçi kız
servant
kulunuz
servant
yanaşma
servant
servant boy uşak
servant
{i} kul

Kapa çeneni, cehennemin kulu! - Shut up, servant of hell!

O sadece Çizmeli Kedi görüntüsünü kullanmak zorunda kaldı. Ben onun sadık uşağıydım. - She just had to use her Puss-In-Boots look and I was her devoted servant.

servant
fellow servant kapı yoldaşı
servant
{i} hademe
servant
{i} hizmetli
English - English
servant
a person employed in the fishery on wages

    Hyphenation

    a per·son employed in the fish·e·ry on wages

    Turkish pronunciation

    ı pırsın employd în dhi fîşıri ôn weycız

    Pronunciation

    /ə ˈpərsən emˈploid ən ᴛʜē ˈfəsʜərē ˈôn ˈwāʤəz/ /ə ˈpɜrsən ɛmˈplɔɪd ɪn ðiː ˈfɪʃɜriː ˈɔːn ˈweɪʤəz/
Favorites