English - Turkish
Definition of a person diseased beyond cure in English Turkish dictionary
- incurable
- tedavi edilemez kimse
- incurable
- tedavi edilemez
Tom'un tedavi edilemez bir hastalığı var.
-Tom has an incurable disease.
Tedavi edilemez bir hastalığı var.
-He has an incurable disease.
- incurable
- incurability, incurableness: (isim) çaresizlik, şifa bulmazlık
- incurable
- (isim) iyi olmaz hasta
- incurable
- (sıfat) iyi olmaz, şifa bulmaz, devasız, düzelmez
- incurable
- incurably: (zarf) şifa bulmaz şekilde
- incurable
- devasız,tedavi edilemez
- incurable
- {s} onulmaz, amansız, şifasız
- incurable
- (sıfat) tedavi edilemez, iyi olmaz, çaresiz, dermansız
- incurable
- {s} çaresiz
Tom'un doktorlarına göre onun durumu çaresiz.
-According to Tom's doctors, his condition is incurable.
O, çaresiz bir hastalıktan muzdarip.
-She suffers from an incurable disease.
- incurable
- (Tıp) Şifa bulmaz, iyi olmaz (hasta), tedavi edilmez (hastalık)
- incurable
- {s} dermansız
- incurable
- iyi olmaz hasta
Related Terms
English - English
Definition of a person diseased beyond cure in English English dictionary
- incurable
a person diseased beyond cure
Hyphenation
a per·son dis·eased be·yond cureTurkish pronunciation
ı pırsın dîzizd bîônd kyûrPronunciation
/ə ˈpərsən dəˈzēzd bəˈônd ˈkyo͝or/ /ə ˈpɜrsən dɪˈziːzd bɪˈɔːnd ˈkjʊr/
Resimler
History
Favorites