a person, especially a minor, both or (rarely) one of whose parents have died

listen to the pronunciation of a person, especially a minor, both or (rarely) one of whose parents have died
English - Turkish

Definition of a person, especially a minor, both or (rarely) one of whose parents have died in English Turkish dictionary

orphan
öksüz

Tom on üç yaşında öksüz kaldı. - Tom was orphaned at the age of thirteen.

O, öksüze yakınlık gösterdi ve ona biraz para verdi. - She sympathized with the orphan and gave him some money.

orphan
yetim

Boston'da bir yetimhanede yetiştirildim. - I was raised in an orphanage in Boston.

Tom yapmayı söz verdiği yetimhaneyi yaptırmak için yeterli parayı toplamada zor zamanlar geçirdi. - Tom had a hard time raising enough money build the orphanage he'd promised to build.

orphan
i., s. öksüz. f. öksüz bırakmak
orphan
ailesiz
orphan
(Tıp) orfan
orphan
öksüz bırakmak
orphan
kimsesiz

Onlar kimsesiz çocuğu evlat edindi. - They adopted the orphan.

O kimsesiz çocuğa acıdı ve ona biraz para verdi. - She felt sympathy for the orphan and gave him some money.

orphan
öksüz bırak
orphan
orphanhoodöksüzlük
orphan
{i} kimsesiz çocuk
orphan
{f} yetim bırakmak
orphan
{f} kimsesiz bırakmak
English - English
orphan
a person, especially a minor, both or (rarely) one of whose parents have died

    Hyphenation

    a person, es·pe·cial·ly a minor, both or (rarely) one of whose parents have died

    Pronunciation

Favorites