İstatistiklere göre uçakla gitmek, arabayla gitmekten çok daha güvenlidir.
- From a statistical point of view, a plane flight is much safer than a car trip.
Bir uçağa ya da helikoptere asla bir lazer işaretleyici doğrultmamalısın.
- You should never aim a laser pointer at an airplane or helicopter.
İslam yedinci asırda Arap Yarımadasında doğdu.
- Islam emerged in the Arabian Peninsula in the seventh century.
Araplar, İslam'ın doğumdan önce Arap yarımadasının genelinde yaşadılar.
- The Arabs lived across the Arabian Peninsula before the birth of Islam.
Bizim takımımız beş puan ilerdedir.
- Our team is five points ahead.
Son olarak, on iki puan Estonya'ya!
- And finally, twelve points to Estonia!
İngilizcede, virgül yerine bir ondalık nokta kullanırız.
- In English, we use a decimal point instead of a comma.
Biz bu konuda hepimiz aynı fikirdeyiz.
- We are all one on that point.
Konuşmasının konusunu anlayamadım.
- I couldn't get the point of his speech.
Ben o noktada durumun tehlikesini fark ettim.
- At that point I realized the danger of the situation.
Durum ya batarsın ya da çıkarsın noktasına geldi.
- The situation has come to the point where we either sink or swim.
Bu son derece önemli bir konu.
- This is an extremely important point.
Normal şartlar altında, suyun kaynama sıcaklığı 100 santigrat derece.
- Under normal conditions, the boiling point of water is 100 degrees Celsius.
Başkalarını göstermek kabalıktır.
- It's not polite to point at others.
İnsanları parmakla göstermek terbiyesizlik.
- It's bad manners to point at people.