a particular location or area

listen to the pronunciation of a particular location or area
English - Turkish

Definition of a particular location or area in English Turkish dictionary

spot
{f} lekelemek; leke yapmak
spot
{f} seçmek
spot
projektör
spot
{f} yerine koymak
spot
çiselemek
spot
alacalamak
spot
{f} lekelenmek
spot
mahal

Leyla'nın arabası en son Sami'nin öldürülmesinden bir gün önce mahallede fark edildi. - Layla's car was last spotted in the neighborhood a day before Sami's murder.

spot
benek

Vücudunun her tarafında kırmızı benekler var. - He has red spots all over his body.

Bir kırmızı ve benekli beyaz havlu, lütfen. - A red and spotted white towel, please.

spot
çekit
spot
mahkûmiyet
spot
güç durum
spot
bulmak
spot
{f} benek benek olmak
spot
(sıfat) peşin para ile yapılan, hemen teslim edilen
spot
{i} sahne ışığı
spot
yerinde olan
spot
{i} spot
spot
{i} reklâm
English - English
spot
a particular location or area

    Hyphenation

    a par·ti·cu·lar lo·ca·tion or ar·e·a

    Turkish pronunciation

    ı pırtîkyılır lōkeyşın ır eriı

    Pronunciation

    /ə pərˈtəkyələr lōˈkāsʜən ər ˈerēə/ /ə pɜrˈtɪkjəlɜr loʊˈkeɪʃən ɜr ˈɛriːə/
Favorites