English - Turkish
Definition of a particular geographic area; region in English Turkish dictionary
- terrain
- arazi
Engebeli arazi yürüyüşçülerin ilerlemesini frenledi.
-The rough terrain checked the progress of the hikers.
Tepelik arazide yer alan katedral uzun bir mesafeden görülebilir.
-Situated on hilly terrain, the cathedral can be seen from a long distance.
- terrain
- {i} yer
Tepelik arazide yer alan katedral uzun bir mesafeden görülebilir.
-Situated on hilly terrain, the cathedral can be seen from a long distance.
- terrain
- (Askeri) ARAZİ: 1. Belirli bir harekat için kullanılması bakımından büyüklüğü ve tabii tafsilatı itibarıyla mütalaa edilen toprak parçası. 2. Genişliğine ve topragrafik durumuna göre ele alınan yer yüzü sahası
- terrain
- savaş alanı veya savunmaya uygun yer
- terrain
- mıntıka
- terrain
- (Coğrafya) yeryüzü parçası
- terrain
- {i} arazi, yerey; bölge, mıntıka
- terrain
- özel bir maksada hizmet eden arazi
Related Terms
English - English
Definition of a particular geographic area; region in English English dictionary
- terrain
a particular geographic area; region
Hyphenation
a par·ti·cu·lar ge·o·gra·phic area; re·gionPronunciation
Resimler
Favorites