a particle of denying or refusing

listen to the pronunciation of a particle of denying or refusing
English - Turkish

Definition of a particle of denying or refusing in English Turkish dictionary

not
gayri
not
emes
not
değil

Ummak bir strateji değildir. - Hope is not a strategy.

Birini tanıyorum da ötekini değil. - I know one of them but not the other.

not
yok

Açığa çıkartılmayacak hiçbir sır yoktur. - There is nothing concealed that will not be revealed.

Onun 100 dolardan az parası yok. - He has not less than 100 dollars.

not
Mühim değil
not
z. değil, olmayan
not
not only this yalnız bu değil
not
not a little epey not at all hiç
not
asla

Tom öyle bir şeyin bir daha asla olmayacağını söyledi. - Tom said that nothing like that would ever happen again.

Onun yardımı olmasaydı asla onu yapamazdın. - If it had not been for her help, you would never have done it.

not
katiyen

Katiyen yapmayacaksın. - You'll do nothing of the kind.

Tüm gün katiyen bir şey yemedim. - I ate absolutely nothing the whole day.

not
Not halfÇokHiç fena değil
not
Suçsuzdur
not
whether he goes or not gitse de gitmese de
not
de
English - English
{a} not
a particle of denying or refusing

    Hyphenation

    a par·ti·cle of de·ny·ing or re·fus·ing

    Turkish pronunciation

    ı pärtıkıl ıv dînayîng ır rıfyuzîng

    Pronunciation

    /ə ˈpärtəkəl əv dəˈnīəɴɢ ər rəˈfyo͞ozəɴɢ/ /ə ˈpɑːrtəkəl əv dɪˈnaɪɪŋ ɜr rəˈfjuːzɪŋ/
Favorites