a part of a population

listen to the pronunciation of a part of a population
English - Turkish

Definition of a part of a population in English Turkish dictionary

sample
örnek

DNA örneklerinin saklanmasına izin verilmemelidir. - It shouldn't be permitted to store samples of DNA.

O, resim kartpostalların örneklerini istedi. - He asked for samples of picture postcards.

sample
(Bilgisayar) örnektir

Bu ücretsiz bir örnektir. - This is a free sample.

sample
(Ticaret) mal numunesi
sample
örnek seçmek
sample
örnek olarak denemek
sample
örneklemek
sample
{f} örnekle

DNA örneklerinin saklanmasına izin verilmemelidir. - It shouldn't be permitted to store samples of DNA.

Astronotlar Ay'da kaya örnekleri toplamak için özel araçlar kullanmak zorunda kaldılar çünkü uzay elbiseleri ile eğilemezlerdi. - The astronauts had to use special tools to collect rock samples on the Moon because they could not bend over in their spacesuits.

sample
mostra
sample
{f} denemek
sample
{i} çeşit
sample
{i} örnek, numune; model; mostra; eşantiyon
sample
örnekle/dene
sample
{f} dene

Sami birkaç örnek denedi ama satın almadı. - Sami tried a few samples, but he didn't buy.

sample
{i} tipik özellik
sample
(isim) örnek, eşantiyon, numune, çeşit, model, mostra, tipik özellik, göstermelik, tipik davranış
sample
{f} tatmak
sample
(Tekstil) örnek, numune; örnek almak
English - English
sample
a part of a population

    Hyphenation

    a part of a po·pu·la·tion

    Turkish pronunciation

    ı pärt ıv ı päpyıleyşın

    Pronunciation

    /ə ˈpärt əv ə ˌpäpyəˈlāsʜən/ /ə ˈpɑːrt əv ə ˌpɑːpjəˈleɪʃən/
Favorites