a number of things ranged in a line

listen to the pronunciation of a number of things ranged in a line
English - Turkish

Definition of a number of things ranged in a line in English Turkish dictionary

row
{i} kavga

Kavgacı ya da sarhoş müşterilere dikkat edin. - Watch out for rowdy or drunk customers.

Konserde herkes kavgaya karıştı! - Everybody row in concert!

row
{f} kürek çek

Akıntıya karşı kürek çekiyorduk. - We were rowing against the current.

Nöbetleşe kürek çekelim. - Let's take turns rowing the boat.

row
{i} sıralı evleri olan sokak
a number of
bir kaç
a number of
birtakım

Tom, kendi veda yemeğinde birtakım müstehcen espriler yaptı ve bazı meslektaşları bundan rencide oldu. - Tom told a number of off-colour jokes at his farewell dinner, and some of his colleagues were offended.

Birtakım nüfuz sahibi arkadaşlarım var. - I have a number of influential friends.

row
(Bilgisayar) sat
row
(Bilgisayar) satırlar
row
münakaşa etmek
row
hır
a number of
birkaç

Tom birkaç yıl önce öldü. - Tom died a number of years ago.

Bugün birkaç öğrenci eksik. - A number of students are absent today.

row
kapışma
row
ağız kavgası
row
kürek çekme

Tom genellikle tek başına kürek çekmeye gider. - Tom usually goes rowing by himself.

Tom ve ben bir sandal kiraladık ve kürek çekmeye gittik. - Tom and I rented a rowboat and went rowing.

row
kürek çekmek

Kürek çekmek için göle gittik. - We went to the lake to row a boat.

a number of
Bir dizi

Ordu savaş sırasında bir dizi görkemli eylemlerde yer aldı. - The army was involved in a number of brilliant actions during the battle.

O, bir dizi heyecanlı dedektif hikâyesi yazdı. - He has written a number of exciting detective stories.

a number of
bir miktar

Tom'un bilgisayarı çöktü ve o bir miktar önemli belgeleri kaybetti. - Tom's computer crashed and he lost a number of important documents.

Meclis üyesi bir miktar tartışmalı önerge sundu. - The councilor tabled a number of controversial motions.

row
kavga çıkarmak
row
Yataç
row
{i} gürültülü kavga, çıngar, hırgür
row
{i} sıra evler
row
{i} sandal gezisi
row
{f} kavgaya karışmak
row
{f} sandalla gezdirmek
row
{f} gürültülü bir şekilde kavga etmek
row
atışma
English - English
{n} row
a number of
Several of

I spoke with a number of them about it.

a number of
Several

A number of people have commented on it.

a number of
several, numerous, many
a number of things ranged in a line

    Hyphenation

    a num·ber of things ranged in a line

    Turkish pronunciation

    ı nʌmbır ıv thîngz reyncd în ı layn

    Pronunciation

    /ə ˈnəmbər əv ˈᴛʜəɴɢz ˈrānʤd ən ə ˈlīn/ /ə ˈnʌmbɜr əv ˈθɪŋz ˈreɪnʤd ɪn ə ˈlaɪn/
Favorites