a number of sheets brought together, folded, and stitched

listen to the pronunciation of a number of sheets brought together, folded, and stitched
English - Turkish

Definition of a number of sheets brought together, folded, and stitched in English Turkish dictionary

book
{f} ayırtmak

Otelde bir oda ayırtmak zorundayım. - I have to book a hotel room.

Bir oda ayırtmak istiyorum. - I would like to book a room.

book
{f} tutmak

Onları temiz tutmak şartıyla sana elimdeki kitapları ödünç vereceğim. - I will lend you the books, which I have at my disposal, on condition that you keep them clean.

book
{i} liste

O listedeki kitapları Japonya'da bulmak zor olacak. - The books which are on that list will be difficult to find in Japan.

Kitaplarının tam listesini istiyorum. - I want a complete list of your books.

book
{f} yer ayırmak
book
{i} libretto
book
{i} opera metni
book
{f} rezerve et
book
{f} (polis) (sanığı/cezaya çarptırılan birini) kayda geçirmek
book
karakolda suçlu olarak kaydetmek
a number of
bir kaç
book
bap
book
{f} ayırmak
book
peylemek
book
sanığı kayda geçirmek
a number of
birtakım

Birtakım nüfuz sahibi arkadaşlarım var. - I have a number of influential friends.

Tom, kendi veda yemeğinde birtakım müstehcen espriler yaptı ve bazı meslektaşları bundan rencide oldu. - Tom told a number of off-colour jokes at his farewell dinner, and some of his colleagues were offended.

book
rezervasyon yaptırmak
book
kayıt

Kitap kulübüne kayıt yaptırmak, tanıtım paketinden sonra üç kitap daha satın almanızı şart koşar - Enrolling in the book club obligates you to buy three more books after the introductory package.

a number of
birkaç

Bugün birkaç öğrenci eksik. - A number of students are absent today.

Birkaç yolcu yaralandı. - A number of passengers were injured.

book
deftere geçirmek
book
defter

Adres defterimi odamda bıraktım. - I left my address book in my room.

O, defterinde kitaptaki bir resmin kopyesini çizmişti. - In her notebook, she drew a copy of the picture that was in the book.

book
deste

Bu raflar birçok kitabı destekleyemez. - These shelves cannot support so many books.

a number of
Bir dizi

O, bir dizi heyecanlı dedektif hikâyesi yazdı. - He has written a number of exciting detective stories.

Fadıl, Leyla'dan bir dizi mektup aldı. - Fadil received a number of letters from Layla.

book
{f} deftere işlemek
a number of
bir miktar

Tom'un bilgisayarı çöktü ve o bir miktar önemli belgeleri kaybetti. - Tom's computer crashed and he lost a number of important documents.

Meclis üyesi bir miktar tartışmalı önerge sundu. - The councilor tabled a number of controversial motions.

English - English
book
a number of
Several of

I spoke with a number of them about it.

a number of
Several

A number of people have commented on it.

a number of
several, numerous, many
a number of sheets brought together, folded, and stitched
Favorites