a natural basin, containing salt or fresh water, or mud

listen to the pronunciation of a natural basin, containing salt or fresh water, or mud
English - Turkish

Definition of a natural basin, containing salt or fresh water, or mud in English Turkish dictionary

pan
buz/elek/tava
pan
lavabo taşı
pan
elemek
pan
elek

Güneş panelleri elektrik üretir. - The solar panels generate electricity.

Binlerce haneye elektrik sağlayacak kadar güneş paneli kuruldu. - Enough solar panels have been installed to provide electricity to thousands of households.

pan
acımasızca eleştirmek
pan
tava

Tom tavayı ocağa koydu. - Tom put the frying pan on the stove.

Tom sıcak bir kızartma tavasında parmaklarını yaktı. - Tom burned his fingers on a hot frying pan.

pan
(Televizyon) Sabit bir konumdan yatay (soldan sağa veya sağdan sola) kamera hareketine geçme
pan
pan çevir/elekten
pan
tuzlada tava
pan
süzmek
pan
sonuç vermeyen gayret
pan
kefe
pan
terazi gözü
pan
tüm

Yaklaşık 250 milyon yıl önce, bugün gördüğümüz tüm kıtalar Pangaea denilen büyük bir süperkıtaydılar. - About 250 million years ago, all the continents we see today were one big supercontinent called Pangaea.

Tom küçükken hantaldı ve sık sık düşerdi. Tüm pantolonlarının diz yamaları olurdu. - When Tom was little he was clumsy and would fall often. All his pants would have knee patches.

pan
(fiil) sert eleştiri yapmak, eleştirmek, tavada pişirmek
pan
panama

Gemi Panama Kanalından geçti. - The ship passed through the Panama Canal.

Panama Kanalı Atlantiği Pasifikle bağlar. - The Panama Canal connects the Atlantic with the Pacific.

pan
(Askeri) PAN (KODU): Hava önlemede, arayan istasyonun bir geminin, uçağın veya diğer bir aracın veya gemideki veya görüş mesafesindeki bazı kişilerin emniyetini ilgilendiren, iletilecek çok acele bir mesaja sahip olduğu anlamındaki bir koddur
pan
maden cevherini ayırma işinde kullanllan demir tava
pan
a flash in the pan kuru gürültü
English - English
pan
a natural basin, containing salt or fresh water, or mud
Favorites