a muscular organ that pumps blood through the body

listen to the pronunciation of a muscular organ that pumps blood through the body
English - Turkish

Definition of a muscular organ that pumps blood through the body in English Turkish dictionary

heart
kalp

Tom kırık bir kalpten öldü. - Tom died of a broken heart.

Kalp çarpıntısıyla, o kapıyı açtı - With her heart pounding, she opened the door.

heart
{i} yürek

O konuklarını yürekten ağırladı. - She gave her guests a hearty reception.

O, yürek parçalayan bir hikaye idi. - It was a heartbreaking story.

heart
gönül

O canı gönülden yaptı. - He put all his heart and soul into it.

Ben seni gönülden destekliyorum. - I heartily support you.

heart
{i} cesaret

Cesaretini kaybetme, Tom. - Don't lose heart, Tom.

Sana söyleyecek cesaretim yoktu. - I didn't have the heart to tell you.

heart
iskambil kupa
heart
{i} vicdan
heart
heart disease : kalp hastalığı
heart
(Bilgisayar) kupa (iskambilde)
heart
(Tıp) kor

Bu, korkaklara göre değil. - It's not for the faint of heart.

Bende korkunç mide yanması var. - I have horrible heartburn.

heart
(Tıp) cor
heart
üzgün

Çok üzgündü ve kendini astı. - He was heartbroken and hanged himself.

Çok sayıda destek mektubu üzgün kalbimi rahatlattı. - Many letters of encouragement refreshed my sad heart.

heart
cücük
heart
kararlılık
heart
yüreklilik
heart
can damarı
heart
{i} orta kısım
heart
aşk

I heart you (I love you).

Kalbini aç; güzel aşk cümleleri yaz! - Open your heart; write beautiful love sentences!

Ama aşk kalbinizi kırabilir. - But love can break your heart.

heart
(Tıp) Kalb, cor. cordis
heart
{i} öz, can damarı
English - English
heart
a muscular organ that pumps blood through the body

    Hyphenation

    a mus·cu·lar or·gan that pumps blood through the bo·dy

    Turkish pronunciation

    ı mʌskyılır ôrgın dhıt pʌmps blʌd thru dhi bädi

    Pronunciation

    /ə ˈməskyələr ˈôrgən ᴛʜət ˈpəmps ˈbləd ˈᴛʜro͞o ᴛʜē ˈbädē/ /ə ˈmʌskjəlɜr ˈɔːrɡən ðət ˈpʌmps ˈblʌd ˈθruː ðiː ˈbɑːdiː/
Favorites