English - Turkish
Definition of a motive to excite, a state of action in English Turkish dictionary
- excitement
- {i} heyecan
Ben, kalbim heyecanla atarken perdenin yükselmesini bekledim.
-I waited for the curtain to rise with my heart beating in excitement.
Heyecan azalınca,tartışma devam etti.
-When the excitement died down, the discussion resumed.
- excitement
- {i} coşku
Coşku içerisinde, 30 dakikalık bir show-zamanı çok çabuk geçti.
-In all the excitement the 30 minute show-time passed in a flash.
- excitement
- (Tıp) eksitman
- excitement
- (Kanun) kargaşa hali
- excitement
- helecan
- excitement
- (Tıp) eksitasyon
- excitement
- çoşkun
- excitement
- heyecan verici olay
- excitement
- {i} telaş
- excitement
- {i} uyarma
- excitement
- (Tıp) Uyarının sebep olduğu fiziksel ve psişik aktivite ile belirgin durum uyarılma sonucu vücutta meyadna gelen heyecan ve telaşla karışık hareketlenme hali
- excitement
- {i} uyarılma
Related Terms
English - English
Definition of a motive to excite, a state of action in English English dictionary
- {n} excitement
a motive to excite, a state of action
Hyphenation
a mo·tive to excite, a state of ac·tionPronunciation
Resimler
Favorites