İnlemeni ve sızlanmanı duymaktan bıktım.
- I am tired of hearing you moan and groan.
Yaralı adam sessizce inledi.
- The injured man moaned quietly.
Tom acı içinde inlemeye başladı.
- Tom started moaning in pain.
Chris'in geri ödemediği para büyük bir meblağ tutuyor.
- The money that Chris has not paid back adds up to a large sum.
O boşuna onlardan büyük bir meblağ para ödünç almaya çalıştı.
- He tried to borrow a large sum of money from them in vain.