a mild expression of annoyance

listen to the pronunciation of a mild expression of annoyance
English - Turkish

Definition of a mild expression of annoyance in English Turkish dictionary

bother
{f} dert vermek
bother
{f} can sıkmak
bother
{f} sıkmak

Tom'a canımı sıkmaktan vazgeçmesini söyledim. - I told Tom to quit bothering me.

Tom Mary'nin canını sıkmak istemiyordu. - Tom didn't want to bother Mary.

bother
canını sıkmak

Tom Mary'nin canını sıkmak istemiyordu. - Tom didn't want to bother Mary.

bother
{f} sinir bozmak
bother
{i} dert
bother
zahmet

Onu aramak için zahmet etmeyin. - Don't bother to call on him.

Bazı şeyleri neden Tom'a açıklama zahmetinde bulunmadığını anlamaya başlıyorum. - I'm beginning to understand why you don't bother to try to explain things to Tom.

bother
rahatsızlık vermek
bother
rahatını bozmak
bother
{f} rahatsız et

Tom artık seni rahatsız etmeyecektir. - Tom won't bother you anymore.

Ufak tefek şeylerle beni rahatsız etmeyin. - Don't bother me with such trifles.

bother
(with/about ile) zahmet etmek
bother
zahmete girmek
bother
rahatsız olmak

Rahatsız olmak istemiyorum. - We don't want to be a bother.

bother
rahatsız etmek

Tom Mary'yi çalışırken rahatsız etmek istemedi. - Tom didn't want to bother Mary while she was studying.

Seni rahatsız etmek istemedim. - I didn't mean to bother you.

bother
{f} baş belâsı olmak
bother
sıkıntı vermek
bother
{f} daraltmak
bother
(isim) sıkıntı, dert, zahmet, baş belâsı
bother
allah'ın belâsı
English - English
bother

I can't do either! said Pooh. Oh, help and bother!.

a mild expression of annoyance

    Hyphenation

    a mild ex·pres·sion of an·noy·ance

    Turkish pronunciation

    ı mayld îkspreşın ıv ınoyıns

    Pronunciation

    /ə ˈmīld əkˈspresʜən əv əˈnoiəns/ /ə ˈmaɪld ɪkˈsprɛʃən əv əˈnɔɪəns/
Favorites