Annem, akşam yemeğini pişirmekle meşgul.
- My mother is busy cooking dinner.
Babam genellikle akşam yemeğinden sonra televizyon izler.
- My father usually watches television after dinner.
Bugün senin öğle yemeğin için parayı ben ödeyeceğim.
- I'll pay the money for your lunch today.
Öğle yemeğini bahçede yiyoruz.
- We are having lunch in the garden.
Biz erken bir öğle yemeği yedik.
- We had an early lunch.
Öğle yemeği yeme zamanı.
- It's time to eat lunch.
İş yapılır yapılmaz, genellikle beş buçuk civarında, akşam yemeği yemek için eve gelirim.
- Once the work is done, usually around half past five, I come home to have dinner.
Tom, akşam yemeği için ne yemek istersin?
- Tom, what would you like to have for dinner?
Biftek ziyafetinden memnun oldum.
- I was satisfied with the steak dinner.
Tom ve Mary pazartesi akşamı bir ziyafet veriyor.
- Tom and Mary are having a dinner party Monday evening.