a metal conductor that carries electricity

listen to the pronunciation of a metal conductor that carries electricity
English - Turkish

Definition of a metal conductor that carries electricity in English Turkish dictionary

wire
{i} kablo

O kabloya dokunursan, şok geçirirsin. - If you touch that wire, you'll get a shock.

Adam iki kabloyu bağladı. - The man connected two wires.

wire
telgraf

Telgrafla bana tebriklerini iletti. - He sent me his congratulations by wire.

Babana hemen bir telgraf gönder. - Send a wire to your father right now.

wire
elektrik hatlarını döşemek
wire
elektrik tesisatı döşemek
wire
mühür teli
wire
(Matbaacılık, Basımcılık) elek

Kuvvetli rüzgar farklı yerlerde elektrik tellerini kesti. - The strong wind cut the electric wires in several places.

Teller elektriği iletir. - Wires transmit electricity.

wire
telgraf sistemi
wire
elektrik tesisatını kurmak
wire
{f} telle bağla
wire
{i} telgraf; telgraf sistemi; telgrafla gönderilen mesaj
wire
{i} (metal) tel: barbed wire dikenli tel. telephone wire telefon teli
wire
(Tıp) Vücudun içine tel veya benzeri maddeler sokarak yapılan tedavi
wire
at yarışı hedefi
wire
(fiil) telle çevirmek, telle bağlamak, tel takmak, kablo döşemek, elektrik tesisatını yapmak, telgraf çekmek, telgrafla göndermek, kapana kıstırmak, tuzakla yakalamak
wire
{i} tuzak
wire
{i} nüfuz
wire
(sıfat) telden yapılmış, tel
wire
{i} kontrol

Kuklalar teller tarafından kontrol edilir. - The puppets are controlled by wires.

wire
elektrik tesisatı ile donatmak
wire
{f} kapana kıstırmak
English - English
wire
a metal conductor that carries electricity

    Hyphenation

    a metal con·duc·tor that carries e·lec·tric·i·ty

    Turkish pronunciation

    ı metıl kındʌktır dhıt käriz îlektrîsıti

    Pronunciation

    /ə ˈmetəl kənˈdəktər ᴛʜət ˈkarēz əˌlekˈtrəsətē/ /ə ˈmɛtəl kənˈdʌktɜr ðət ˈkæriːz ɪˌlɛkˈtrɪsətiː/
Favorites