a member of parliament who is not a member of a political party

English - Turkish

Definition of a member of parliament who is not a member of a political party in English Turkish dictionary

Related Terms

independent

{s} bağımsız

O günlerde, Amerika Birleşik Krallık'tan bağımsız değildi. - In those days, America was not independent of the United Kingdom.

Onun o kadar üzerinde titrememelisin. O bağımsız olmayı öğrenmeli. - You shouldn't coddle her so much. She needs to learn to be independent.

independent

{s} özgür

O, akıllı ve özgür bir kız. - She's a smart and independent girl.

Ben daha özgür olmak istiyorum. - I want to be more independent.

independent

{s} hür

independent

{s} serbest

independent

bağımsız olmak

O daha bağımsız olmak istiyor. - He wants to be more independent.

Gençler ailelerinden bağımsız olmak istiyorlar. - Teenagers want to be independent of their parents.

independent

independentlybağımsız olarak

independent

birbirini etkilemeden

independent

{s} maddi yönden bağımsız

independent

{s} başına buyruk

Tom çok başına buyruktu. - Tom was very independent.

Büyük annem başına buyruk birisidir. - My grandma is a very independent person.

independent

{s} (ekonomik açıdan) bağımsız, kendi geliri ile geçinebilen

independent

{s} kendi geçimini sağlayan

independent

(Askeri) MÜSTAKİL GEMİ: Donanma kontrolu altında tek başına ve bir harp gemisinin refakati olmaksızın seyreden bir ticaret gemisi

independent

bağımsız kimse

independent

kendi geliri ile geçinebilen

English - English

Definition of a member of parliament who is not a member of a political party in English English dictionary

independent

Hyphenation

a Mem·ber of par·lia·ment who I·s not a Mem·ber of a po·li·ti·cal par·ty

Turkish pronunciation

ı membır ıv pärlımınt hu îz nät ı membır ıv ı pılîtıkıl pärti

Pronunciation

/ə ˈmembər əv ˈpärləmənt ˈho͞o əz ˈnät ə ˈmembər əv ə pəˈlətəkəl ˈpärtē/ /ə ˈmɛmbɜr əv ˈpɑːrləmənt ˈhuː ɪz ˈnɑːt ə ˈmɛmbɜr əv ə pəˈlɪtəkəl ˈpɑːrtiː/