English - Turkish
Definition of a measured portion of medicine taken at any one time in English Turkish dictionary
- dose
- {i} doz
Lütfen günde üç kez bir doz aldığından emin ol.
-Please be sure to take one dose three times a day.
Sana daha güçlü bir doz vermem gerektiğini biliyordum.
-I knew I should've given you a stronger dose.
- dose
- (Denizbilim) verit
- dose
- miktar
- dose
- düze
- dose
- belli bir dozda ilaç vermek
- dose
- (fiil) dozunu ayarlamak; belli ölçüde ilaç vermek; şaraba alkol katmak
- dose
- (Tıp) Bir ilacın muayyen zamanda alınacak miktarı, doz
- dose
- tatsız bir şey vermek
- dose
- {i} cinsel hastalık kapma
- dose
- ilâç almak
- dose
- (Tıp) Muayyen miktarda ilaç vermek
- dose
- {i} kamışı kırma
- dose
- {i} bir parça
- dose
- bir defada alınan ilâç miktarı
- dose
- belirli miktarda ilâç vermek
- dose
- {f} belli ölçüde ilaç vermek
- dose
- doz,v.dozunu ayarla: n.doz
- dose
- bir doz ilaç ver
Related Terms
English - English
Definition of a measured portion of medicine taken at any one time in English English dictionary
- dose
a measured portion of medicine taken at any one time
Hyphenation
a meas·ured por·tion of me·di·cine tak·en at a·ny one timeTurkish pronunciation
ı mejırd pôrşın ıv medısın teykın ät eni hwʌn taymPronunciation
/ə ˈmeᴢʜərd ˈpôrsʜən əv ˈmedəsən ˈtākən ˈat ˈenē ˈhwən ˈtīm/ /ə ˈmɛʒɜrd ˈpɔːrʃən əv ˈmɛdəsən ˈteɪkən ˈæt ˈɛniː ˈhwʌn ˈtaɪm/
Resimler
Favorites