a measure for fish; as, sixty mackerel go to a pad; a basket of soles

listen to the pronunciation of a measure for fish; as, sixty mackerel go to a pad; a basket of soles
English - Turkish

Definition of a measure for fish; as, sixty mackerel go to a pad; a basket of soles in English Turkish dictionary

pad
sessizce yürümek
pad
yastık

Tom uyku tulumunun altına bir köpük yastık koydu. - Tom put a foam pad under his sleeping bag.

Tom Mary'ye büyük yastıklı bir zarf uzattı. - Tom handed Mary a large padded envelope.

pad
(konuşma/vb.) şişirmek
pad
daire
pad
(pamuklu/vb.yumuşak) tıkaç
pad
ev
pad
{f} şişirmek
pad
(Askeri) FIRLATMA YASTIĞI: Bak. "launch pad"
pad
{i} bloknot, kâğıt destesi
pad
nilüfer çiçeğinin su yüzünde duran yaprağı
pad
{i} yastık (küçük)
pad
{i} altlık
pad
{i} ayak izi (hayvan)
pad
{f} ped koymak
pad
(Tıp) Pamuktan veya başka uygun maddeden yapılan küçük yastık, kompres
pad
kağıt destesi
pad
{i} rampa

Roket, fırlatma rampası üzerinde patladı. - The rocket exploded on the launch pad.

Roketler bir fırlatma rampasından ateşlendi. - The rockets were fired from a launching pad.

pad
küfe/mekan/bloknot/yastık
pad
{i} ped
English - English
pad
a measure for fish; as, sixty mackerel go to a pad; a basket of soles

    Hyphenation

    a meas·ure for fish; as, six·ty macke·rel go to a pad; a bas·ket of soles

    Pronunciation

Favorites