Bizim ulaşıma ihtiyacımız var.
- We need transportation.
Ulaşım için ona güvenebileceğinizi biliyorum.
- I know you can rely on him for transportation.
Bu yer toplu taşıma için uygun değildir.
- This place isn't convenient to public transportation.
Bir tayfun kuvvetli rüzgarlarla ve toplu taşıma araçlarını durduran şiddetli yağmurlarla çarşamba günü Tokyo'yu vurdu.
- A typhoon hit Tokyo on Wednesday with strong winds and heavy rains stopping public transportation.
Taşımacılık araçlarımız yok.
- We have no means of transportation.
O, Nancy ile özel olarak konuşmanın bir yolunu buldu.
- He contrived a means of speaking to Nancy privately.