a material object that physically exists

listen to the pronunciation of a material object that physically exists
English - Turkish

Definition of a material object that physically exists in English Turkish dictionary

objective
{s} hedeflenen
objective
{i} erek
objective
(Tıp) Duyulur, hissedilir, idrak edilir
objective
{i} ismin i hali
objective
{i} hedef

Bu çok önemli bir hedef ve ulaşmak oldukça zor olacak. - That is a very important objective and it will be quite tricky to achieve.

Ayaklanma, hedeflerine ulaşmakta başarısız oldu. - The uprising failed to achieve its objectives.

objective
(Biyokimya) özdek mercek
objective
(Denizbilim) özdel mercek
objective
{i} objektif

Metinler hiç objektif değiller. - Texts are never objective.

Objektif olarak bakınca, onun görüşleri rasyonalizmden epey uzak. - From an objective viewpoint, his argument was far from rational.

objective
yansız
objective
nesnel

Nesnel olduğumu düşünüyorum. - I think I'm objective.

objective
{s} tarafsız

Tom'un tarafsız olduğunu düşünüyorum. - I think Tom is objective.

Tom tarafsız, değil mi? - Tom is objective, isn't he?

objective
(Askeri) HEDEF: Girişilen bir hareketin fiziksel amacı, örneğin ele geçirilmesi ve/veya elde tutulması komutanın planı için çok önemli olan belirli taktik arazi arızası. Ayrıca bakınız: "target"
objective
(Tıp) Başkaları tarafından müşahede edilir
objective
(Tıp) Mikroskobun objektifi (adesesi)
objective
(isim) objektif, mercek, nesne, ismin i hali, hedef, amaç, erek
objective
amaç,objektif
English - English
objective
a material object that physically exists

    Hyphenation

    a ma·te·ri·al ob·ject that phys·i·cal·ly exists

    Turkish pronunciation

    ı mıtîriıl ıbcekt dhıt fîzîkli îgzîs

    Pronunciation

    /ə məˈtərēəl əbˈʤekt ᴛʜət ˈfəzəklē əgˈzəs/ /ə məˈtɪriːəl əbˈʤɛkt ðət ˈfɪzɪkliː ɪɡˈzɪs/
Favorites