O benim iş arkadaşımdır.
- He is my working mate.
Tom ve arkadaşları alemlere akıp zil zurna sarhoş oldu.
- Tom and his mates went on a pub crawl and all ended up pretty drunk.
Kokkinakis kız arkadaşını vurdu. Bunu sana söylediğim için üzgünüm dostum.
- Kokkinakis banged your girlfriend. Sorry to tell you that, mate.
Büyük yem, dostum, sekizde sekiz veriyorum.
- Great bait, mate, I rate eight out of eight.
Benim çok fazla materyalist olduğumu düşünüyor musunuz?
- Do you think I'm too materialistic?
Mary bir materyalisttir.
- Mary is a materialist.
Bu çorabın eşi nerede?
- Where is the mate to this sock?
Ağaçkakan, eşini besliyor.
- The woodpecker is feeding its mate.
For the last , he will be much amazed, he will be much amated.
The pieces of the puzzle mate perfectly.
... You know, his running mate, Congressman Ryan, put forward a budget that reflects many of ...
... you and your running mate keep saying that, and I know it's a popular things to say with ...