English - Turkish
Definition of a married man; a woman's partner in marriage in English Turkish dictionary
- husband
- çiftçi
- husband
- toprağı işlemek
- hubby
- eş
- hubby
- koca
Kocam ve ben birlikte dağ tırmanışına giderdik.
-My hubby and I used to go mountain climbing together.
Mary'nin kocası tombul.
-Mary's hubby is chubby.
- husband
- koca
O, kocasından nefret etti.
-She hated her husband.
Son kocam gerçekten aptaldı.
-My last husband was really stupid.
- husband
- eş
Tom Mary ve eşinin arasına oturdu.
-Tom sat down between Mary and her husband.
Tom'un eşi Mary'nin eşini tanımıyor.
-Tom's wife doesn't know Mary's husband.
- hubby
- kocacığım
- husband
- koca, eş, zevç
- hubby
- (isim) koca
- hubby
- i., k.dili. koca, eş
- hubby
- dili koca
- husband
- idareli kullan
- husband
- {i} efendi
- husband
- {f} (gelecek zamana kalması için) kullanmamak, idareli kullanmak
- husband
- (isim) koca, eş, idare etmek, idareli kullanmak, efendi
- husband
- idare etmek
- husband
- zevç
Related Terms
a married man; a woman's partner in marriage
Hyphenation
a mar·ried man; a woman's part·ner in mar·riagePronunciation
Resimler
Favorites