a man well born; one of good family; one above the condition of a yeoman

listen to the pronunciation of a man well born; one of good family; one above the condition of a yeoman
English - Turkish

Definition of a man well born; one of good family; one above the condition of a yeoman in English Turkish dictionary

gentleman
centilmen

Onun davranışları bir centilmen tavrı değildir. - His manners are not those of a gentleman.

O hiç centilmen değil. - He is not at all a gentleman.

gentleman
beyefendi

O, Amerikalı bir beyefendi değil mi? - Isn't he an American gentleman?

Tom'un her inçi bir beyefendi idi. - Tom was every inch a gentleman.

gentleman
{i} bey

Tom'un her inçi bir beyefendi idi. - Tom was every inch a gentleman.

İstasyonda güvenilir bir beyefendiyle karşılaştım. - I met a certain gentleman at the station.

gentleman
{i} bay

Gerçek bir beyefendi bir bayanı bekletmemeli. - A true gentleman must not keep a lady waiting.

O bir bayan olduğu için, bu yüzden o bir beyefendi. - As she is a lady, so he is a gentleman.

gentleman
adam

Sen bir beyefendi ve bir bilim adamısın. - You're a gentleman and a scholar.

Adamı örnek bir beyefendi olarak tanımladı. - He described the man as a model gentleman.

gentleman
{i} kibar kimse
gentleman
{i} hazır yiyici adam
gentleman
{ç} gen.tle.men (cen'tılmîn)
gentleman
{i} soylu erkek

Soylu erkek isyanda bir köle tarafından öldürüldü. - The gentleman was killed by a slave in revolt.

gentleman
{i} centilmen, efendi. gentleman's/gentlemen's agreement centilmenlik anlaşması
English - English
gentleman
a man well born; one of good family; one above the condition of a yeoman

    Hyphenation

    a man well born; one of good family; one a·bove the con·di·tion of a yeo·man

    Pronunciation

Favorites