Bilmek istemeyebilirsin.
- You may not want to know.
Bizim her an ölebilir olduğumuzu bilmek üzücü.
- It's sad to know that we may die any moment.
İlk adım Mary'dir, Poppins ise benim kızlık soyadım.
- My first name is Mary and Poppins is my maiden name.
Titanik ilk seferinde battı. O büyük bir gemiydi.
- The Titanic sank on her maiden voyage. She was a large ship.
23 Mayıs'ta geleceğim.
- I'll come on May 23rd.
Mayıs ayının başında Osaka'ya vardılar.
- They arrived in Osaka at the beginning of May.
İki adam genç kızın kalbi için yarıştı.
- The two men competed for the young maiden's heart.
Güzel genç kız kayanın tepesine oturdu ve güneşte altın rengi saçlarını taradı.
- The beautiful maiden sat on the top of the rock and combed her golden hair in the sunshine.
Mary'nin kızlık soyadı Jackson'dur.
- Mary's maiden name is Jackson.
Annenin kızlık soyadı nedir?
- What's your mother's maiden name?
And for all women Sir Bors was a vergyne, sauff for one, that was the doughter of Kynge Braundegorys , and sauff for her, Sir Bors was a clene mayden.
She's unmarried and still a maiden.