English - Turkish
Definition of a machine for grinding and polishing; as, a lapidary mill in English Turkish dictionary
- mill
- değirmen
Büyükbabam bir değirmenciydi.
-My grandfather was a miller.
Bir zamanlar fakir olan ama güzel bir kızı olan bir değirmenci vardı.
-Once upon a time there was a miller who was poor, but he had a beautiful daughter.
- mill
- haddehane
- mill
- yapımevi
- mill
- bıçkıhane
- mill
- işlik
- mill
- değirmende öğütmek
- mill
- diş diş yapmak
- mill
- Dolanıp dolanmak
- mill
- {i} fabrika, yapımevi, imalathane
- mill
- {f} paranın
- mill
- (Tekstil) dinklemek
- mill
- (fiil) öğütmek, çırpmak, tırtıklamak, çentiklemek
- mill
- işlemek
- mill
- çekmek
- mill
- mill tırtılla/işle/öğüt
- mill
- {f} değirmenden geçirmek
- mill
- şekil vermek
- mill
- frezelemek
Related Terms
English - English
Definition of a machine for grinding and polishing; as, a lapidary mill in English English dictionary
- mill
a machine for grinding and polishing; as, a lapidary mill
Hyphenation
a ma·chine for grind·ing and polishing; as, a lap·i·da·ry millPronunciation
Resimler
Favorites