English - Turkish
Definition of a lump; a thick piece; as, a hunch of bread in English Turkish dictionary
- hunch
- önsezi
Yağmur yağacağına dair bir önsezim var.
-I have a hunch that it will rain.
Tom'un Mary'nin çizgi roman okuyarak günü geçirdiğine dair bir önsezisi vardı.
-Tom had a hunch that Mary had spent the day reading comic books.
- hunch
- {i} kambur
Yaşlı bir kamburun caddeyi geçmesine yardım ettim.
-I helped an old hunchback cross the street.
- hunch
- {f} çömelmek
- hunch
- hissikablelvuku
- hunch
- bükmek
- hunch
- (gövdeyi) eğmek
- hunch
- {f} kamburlaştır
- hunch
- dili önsezi
- hunch
- {f} kamburlaştırmak
- hunch
- eğ
- hunch
- {i} hörgüç
- hunch
- {i} eğilme
- hunch
- eğmek
- hunch
- omuzlamak
- hunch
- {i} topak
Related Terms
English - English
Definition of a lump; a thick piece; as, a hunch of bread in English English dictionary
- hunch
a lump; a thick piece; as, a hunch of bread
Pronunciation
Resimler
Favorites