a longing or eager desire, a thing desired

listen to the pronunciation of a longing or eager desire, a thing desired
English - Turkish

Definition of a longing or eager desire, a thing desired in English Turkish dictionary

wish
{f} dilemek

Özür dilemek istiyorum. - I wish to say a word of apology.

Sadece sana şans dilemek istedim. - I just wanted to wish you luck.

wish
{i} arzu

Anne babasının arzusunun aksine şarkıcı oldu. - He became a singer against his parents wishes.

Onunla evlenmeyi arzu etti. - He wished to marry her.

wish
{i} dilek

O, sana en iyi dileklerini gönderdi. - She sent you her best wishes.

Bu harika günde bütün en iyi dileklerimle. - All the best wishes on this wonderful day.

wish
{i} istek

Babanızın çabuk iyileşmesi için isteklerim. - My wishes for your father's rapid recovery.

Senin isteklerini karşılamaya çalışacağım. - I'll try to meet your wishes.

wish
{f} dile

Herkes vali seçilmiş olmayı diledi. - Everybody wished he had been elected governor.

O, yirmi yıl önce doğmuş olmayı diledi. - She wished she had been born twenty years earlier.

wish
{f} 1. Dilek belirtir: I wish you'd shut up. Sen bir sussan. I wish they'd come today. Bugün bir gelseler. I wish they were coming today. Gönül
wish
{i} isteme

Jane İngiltere'de sumo görebilmeyi istemektedir. - Jane wishes she could see sumo in England.

Romalılar, imparatorluğun çöküşünü istemedi, ama oldu. - Romans did not wish for the fall of their empire, but it happened.

wish
Dilek belirtir: I wish you'd shut up. Sen bir sussan. I wish they'd come today. Bugün bir gelseler. I wish they were coming today. Gönül
wish
istemek

Jane İngiltere'de sumo görebilmeyi istemektedir. - Jane wishes she could see sumo in England.

Ken onun İngilizcesini tazelemeyi istemektedir. - Ken wishes to brush up his English.

wish
{i} umut
wish
{f} umut etmek
English - English
{n} wish
a longing or eager desire, a thing desired
Favorites