English - Turkish
Definition of a long upper garment, loose habit, dress in English Turkish dictionary
- gown
- kadın elbisesi
- gown
- {i} elbise
Şapkan ve elbisen içinde seni görmeye can atıyorum.
-I'm looking forward to seeing you in your cap and gown.
Tom mavi bir hastane elbisesi giyiyordu.
-Tom was wearing a blue hospital gown.
- gown
- {i} uzun etekli kadın elbisesi
- gown
- cüppe/rop
- gown
- cüppe
- gown
- önlük
Periler incecik önlükle dans etti.
-The fairies danced in wispy gowns.
- gown
- uzun kadın giysisi
- gown
- gece giysisi
- gown
- {i} rop
- gown
- {i} sabahlık
O, saten bir sabahlık giymişti.
-She was wearing a gown of satin.
- gown
- robdosambr
- gown
- {i} sabahlık (giysi)
- gown
- {i} üniversiteli
- gown
- {f} cüppe giydirmek
- gown
- town and gown şehir halkı ve üniversite cemiyeti
- gown
- biniş
- gown
- {i} gecelik
Gecelik ipekten yapılır.
-The gown is made of silk.
- gown
- (fiil) cüppe giydirmek
Related Terms
English - English
Definition of a long upper garment, loose habit, dress in English English dictionary
- {n} gown
a long upper garment, loose habit, dress
Hyphenation
a Long up·per garment, loose habit, dressPronunciation
Resimler
Favorites