Ayaklanmayı bastırmak uzun sürecek.
- It will take a long time to suppress the revolt.
Onlar uzun süredir burada yaşıyor.
- They have lived here for a long time.
Onun kız yeğeni çekici ve yaşına göre olgundur.
- His niece is attractive and mature for her age.
Altı yaşında o, daktiloyu kullanmayı öğrendi ve öğretmenine el ile yazmayı öğrenmesine gerek kalmadığını söyledi.
- At the age of six he had learned to use the typewriter and told the teacher that he did not need to learn to write by hand.
Henry bu mart ayında rüştünü ispatlayacak.
- Henry will come of age this March.
Bu muhteşem katedral orta çağlara kadar dayanır.
- This magnificent cathedral dates back to the Middle Ages.
Biz atom çağında yaşıyoruz.
- We live in the atomic age.
Büyükannemi ziyaret edeli uzun zaman oldu.
- It's been a long time since I visited my grandmother.
Konuşması o kadar uzun zaman sürdü ki bazı insanlar uyumaya başladı.
- His speech went on for such a long time that some people began to fall asleep.
Eğer İskoçya'dan gelmiyorsa ve en az on iki yıl eskitilmediyse o zaman o, viski değildir.
- If it's not from Scotland and it hasn't been aged at least twelve years, then it isn't whisky.
Yaşlanmaktan kaçamazsın.
- You can't run away from age.
Yaşlanmak iyi değildir ama alternatifi daha iyi değildir.
- Ageing isn't good, but the alternative is no better.
Ayaklanmayı bastırmak uzun sürecek.
- It will take a long time to suppress the revolt.
NB:Çok uzun süre önce çizildi bu yüzden kalite kötüdür.
- NB: This was drawn a long time ago so the quality is low.
It's been ages since we last met.
- It's been a long time since we last saw each other.
I haven't heard that joke in ages.
- I haven't heard that joke in a long time.
... Googlebot might not get around to asking you for a long time, ...
... throbbing for a long, long time. ...