Kupada bir çatlak var bu yüzden içindekiler sızıyor.
- There's a crack in the cup so the contents are leaking.
Tom cüzdanının içindekileri gösterdi.
- Tom displayed the contents of his wallet.
Tom paketin içeriğine baktı.
- Tom looked through the contents of the package.
Lütfen içeriği gözden geçiriniz ve herhangi uygun bir geri bildirim veriniz.
- Please review the contents and provide any appropriate feedback.
O onun içeriklerinin kutusunu boşalttı.
- He emptied the box of its contents.
Kutunun üzerindeki etiket, içerikle eşleşmiyor.
- The label on the box doesn't match the contents.