a line drawn; a groove or furrow

listen to the pronunciation of a line drawn; a groove or furrow
English - Turkish

Definition of a line drawn; a groove or furrow in English Turkish dictionary

score
{i} skor

İlk yarıda skor neydi? - What was the score at halftime?

Tom'un mükemmel bir skoru var. - Tom got a perfect score.

score
{i} puan

Ben testte sadece 33 puan aldım. - I scored only 33 points on the test.

Sınıfta en yüksek puanı aldın. - You scored the highest in the class.

score
{f} partisyon yazmak
score
eleştirmek
score
(arg.) sikişmek
score
sebep
score
(gol) atmak
score
hesap
score
yirmi sayısı
score
(başarı/zafer/ödül/vb.) kazanmak
score
günün olayları
score
çetele kertiği ile tutulan hesap
score
{f} notaya geçirmek
score
{f} şanslı olmak
score
{f} çizmek
score
{f} değerlendirmek
score
{f} çentiklemek
score
yir

Takımın en iyi forveti geçen sezon yirmi üç gol attı. - The team's best striker scored twenty-three goals last season.

score
{i} durum
score
{i} (oyunda) sayı, puan, skor: What's the score? Kaça kaç?/Durum nedir?
English - English
score