a limit or boundary; a border

listen to the pronunciation of a limit or boundary; a border
English - Turkish

Definition of a limit or boundary; a border in English Turkish dictionary

list
liste

Haydi bu konuda yeni sözcük haznesiyle cümleler bulun, yandaki _____ listesine onları ekleyin; ve çevirin. - Let's find sentences with new vocabulary on this topic, add them to the following list: _____; and translate them.

Şarap listesini görebilir miyim? - Can I see the wine list?

list
{i} geminin yan yatması
list
listeye geçirmek
list
(Bilgisayar) döküm
list
listesini yapmak

Yapmam gereken şeylerin bir listesini yapmak zorundaydım. - I had to make a list of things I needed to do.

Alınacak şeylerin bir listesini yapmak zorundaydım. - I had to make a list of things to buy.

list
{f} listele

İsimler alfabetik sıraya göre listelenmiş. - Names are listed in alphabetical order.

Bu oyunlar yetişkin kategorisi altında listelenmiş. - These games are listed under the adult category.

list
çift pullu sabanla sürmek
list
yan yat/listele
list
geminin yan yatmas
list
{f} yan yatmak
list
kenar çekmek
list
yarışma yeri
list
yan yatma/liste
list
{i} kumaş kenarı
list
liste,v.listele: n.liste
list
(isim) liste, kumaş kenarı, geminin yan yatması, cetvel
list
{i} liste, cetvel, dizin, fihrist
English - English
list
a limit or boundary; a border
Favorites