a limit, a bound, anything marking a limit

listen to the pronunciation of a limit, a bound, anything marking a limit
English - Turkish

Definition of a limit, a bound, anything marking a limit in English Turkish dictionary

boundaries
sınırlar

Hayatı ölümden ayıran sınırlar azami karanlık ve belirsizdir. Birinin nerede biteceğini ve diğerinin nerede başlayacağını kim söyleyecek? - The boundaries which divide Life from Death are at best shadowy and vague. Who shall say where the one ends, and where the other begins?

Pilot bulutların üstünde sınırları olmayan bir özgürlük hissetti. - Above the clouds, the pilot felt a freedom without boundaries.

boundaries
hudut
English - English
boundaries
a limit, a bound, anything marking a limit
Favorites