a lever; also, leverage

listen to the pronunciation of a lever; also, leverage
English - Turkish

Definition of a lever; also, leverage in English Turkish dictionary

pry
{f} burnunu sokmak
pry
gözetle

Üzgünüm, ben gözetlemek istemiyorum. - I'm sorry, I don't mean to pry.

Ben gözetlemek istemiyorum ama evde sorunlar yaşıyor musunuz? - I don't mean to pry, but are you having problems at home?

pry
{f} gözetlemek

Üzgünüm, ben gözetlemek istemiyorum. - I'm sorry, I don't mean to pry.

Ben gözetlemek istemiyorum ama evde sorunlar yaşıyor musunuz? - I don't mean to pry, but are you having problems at home?

pry
kırmak
pry
(kapak/vb.) zorlayarak açmak
pry
kaldırmak
pry
başkasının özel yaşamına burnunu sokmak
pry
{f} merakla bakmak
pry
{f} pry into s.o.'s affairs birinin işlerine burnunu sokmak
pry
manivela

Bu kapıyı manivela ile açabilip açamayacağımızı görelim. - Let's see if we can pry this door open.

Tom Mary'nin manivela ile kapıyı açmasına yardım etti. - Tom helped Mary pry open the door.

pry
{f} dikizlemek
pry
{f} koparmak
pry
{f} zorla söyletmek
pry
{f} zorla elde etmek
pry
kaldıraç ile kaldırma
pry
{f} into -in gizlisini saklısını araştırmak
pry
kaldıraç
English - English
pry
a lever; also, leverage
Favorites