Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

a lecture or prelection; public recital

listen to the pronunciation of a lecture or prelection; public recital
English - Turkish

Definition of a lecture or prelection; public recital in English Turkish dictionary

reading
{i} okuma

Bu kitabın okumaya değer olacağını düşünüyor musun? - Do you think this book is worth reading?

Öğrenciler, okuma yeteneklerini geliştirmeliler. - Students should develop their reading skills.

reading
okunan değer
reading
(Bilgisayar) okunuyor
reading
{i} değer

Sanırım bu kitap okumaya değer. - I think this book is worth reading.

Bu kitap okumaya değer. - This book is worth reading.

reading
kitabi bilgi
reading
okuma parçası
reading
{f} oku

Dün gece yatakta kitap okurken, ışık açıkken uykuya dalmışım. - While I was reading in bed last night, I fell asleep with the light on.

Öğrenciler, okuma yeteneklerini geliştirmeliler. - Students should develop their reading skills.

reading
çalışma

Diğer bazı kitapları okumaya çalışmayı planlıyorum. - I plan to try reading some other books.

reading
{i} göstergenin kaydettiği ölçüm
reading
{s} okumaya elverişli
reading
Okunan

Onların arabalarında önce Irak sonra Fransa diye okunan çıkartmalar vardı. - They had stickers on their cars reading: First Iraq then France.

reading
{f} oku: prep.okuyarak
reading
{i} okunacak metin
reading
metin
reading
{i} okumuşluk
reading
{i} bilgililik
reading
{f} oku: prep.oku
reading
edebi araştırma
reading
reading desk kitap sehpası
reading
{i} kanaat
English - English
reading