O, evin yerini sordu.
- She asked about the location of the house.
Bir sonraki buluşmamız için daha sessiz, hatta sıkıcı bir yeri tercih ederim.
- I prefer a quieter, even boring, location for our next meeting.
Ancak, mevcut rüzgar miktarı konumu ve yılın sezonu ile değişir.
- However, the amount of wind available varies with the location and the season of the year.
Haritamda kasabanın konumuna bakacağım.
- I'll look up the location of the town on my map.
O mevkideki bir kitapçı hayatta kalmak için yeterli para para kazanmaz.
- A bookstore in that location wouldn't make enough money to survive.