a laundering; a washing

listen to the pronunciation of a laundering; a washing
English - Turkish

Definition of a laundering; a washing in English Turkish dictionary

laundry
çamaşırhane

O, masa örtülerini çamaşırhaneye götürdü. - She took the tablecloths to the laundry.

Çamaşırhane bodrumdadır. - The laundry room is in the basement.

laundry
çamaşır

Tom bugün bir sürü çamaşır yıkadı. - Tom did a lot of laundry today.

Elbiselerinin geriye kalanını çamaşırhaneye koydum. - I put the rest of your clothes in the laundry.

laundry
çamaşırlık
laundry
çamaşırlar

Çamaşırları almam lâzım. - I need to pick up the laundry.

Kirli çamaşırlarını herkesin önünde havalandırma. - Don't air your dirty laundry in public.

laundry
(Askeri) ÇAMAŞIR: Yıkamak üzere çamaşırhaneye gönderilen kirli çamaşırlar
laundry
{i} çamaşır, kirli çamaşır
laundry
kirli çamaşır/çamaşırhane
laundry
(Tekstil) çamaşırhane; kirli çamaşır
laundry
{i} çamaşırhane (ticari kuruluş)
English - English
laundry
a laundering; a washing
Favorites