Bu kararı nasıl verdiğini daha sonra açıkladı.
- He explained later how he made this decision.
Üç saat sonra eve geri döndü.
- He returned home three hours later.
Hata baştan sağda mı yoksa sonradan mı meydana geldi? - Ne zaman?
- Did the error occur right from the start or later on? - When?
Genç bir adamken, sonradan ünlü olacağını bilmiyordu.
- As a young man, he did not know that he was to become famous later on.
Bu kararı nasıl verdiğini daha sonra açıkladı.
- He explained later how he made this decision.
Seni daha sonra tekrar arayayım,tamam mı?
- Let me call you back later, OK?
Bir sonraki otobüs otuz dakika sonra geldi.
- The next bus came thirty minutes later.
Birinin adını daha sonraki kuşaklarda yükseltmek ve böylece birinin ebeveynlerini övmek, bu anne babaya saygının en büyük ifadesidir.
- To raise one's name in later generations and thereby glorify one's parents, this is the greatest expression of filial piety.
The meeting was adjourned to a later date.
I wanted to do it now, but I'll have to do it later.
Later, dude.
You came in late yesterday and today you came in even later.
The Victorian era is a later period of English history than the Elizabethan era.
... So it wasn't until a couple years later where I really ...
... out support for VP9 later this year. ...