English - Turkish
Definition of a large reptile, especially a komodo dragon in English Turkish dictionary
- dragon
- ejder
Cesur şövalye, güzel prensesi kötü ejderhadan kurtardı.
-The brave knight saved the beautiful princess from the evil dragon.
Ejderha hayali bir yaratıktır.
-The dragon is an imaginary creature.
- dragon
- cadaloz kocakarı
- dragon
- şirret kadın
- dragon
- {i} sinirinden kuduran kimse
- dragon
- {i} hiddetli kimse
- dragon
- {i} ejderha
Ejderhalar ateşte doğarlar.
-The dragons are born in the fire.
Ejderha yılı sona erdi.
-The year of the dragon has ended.
- dragon
- (Askeri) TANKSAVAR SİLAHI: Tanklara ve müstahkem veya yerleştirilmiş ağır silahlara karşı takım seviyesinde kullanılan gövde (füze ve lançer) ve takip cihazından oluşan taşınabilir orta menzilli tanksavar silahı
- dragon
- {i} dragon
- dragon
- {i} gözleri çakmak çakmak olmuş kimse
Related Terms
English - English
Definition of a large reptile, especially a komodo dragon in English English dictionary
- dragon
a large reptile, especially a komodo dragon
Hyphenation
a large reptile, es·pe·cial·ly a komodo drag·onPronunciation
Resimler
Favorites