a large beetle, esp

listen to the pronunciation of a large beetle, esp
English - Turkish

Definition of a large beetle, esp in English Turkish dictionary

clock
{i} saat

O, ona bir saat verdi. - She gave him a clock.

Duvarda bir saat var. - There is a clock on the wall.

clock
{i} taksimetre
clock
hızölçer
clock
sögen tutarak süresini ölçmek
clock
masa/duvar saati
clock
saat,v.saat tut: n.saat
clock
hız göstergesi
clock
süslü
clock
süs/yüz/hızölçer/saât
clock
ajur clocked ajurlu
clock
{f} saat tutmak
clock
çorabın iki tarafında bilekten yukarı doğru çıkan
clock
clock vur/süre tut
clock
(Bilgisayar) saatle eşzamanlama
clock
{i} kronometre

Kol saatleri, duvar saatleri, dijital saatler, altın saatler, guguklu saatler, kuvars saatler, kronometreler, zamanlayıcı ve kule saatleri de dahil olmak üzere saatlerin birçok farklı türleri vardır. - There are many different kinds of clocks, including wristwatches, wall clocks, digital watches, gold watches, cuckoo clocks, quartz watches, stopwatches, timer and tower clocks.

clock
{f} ulaştırmak
clock
{i} çorabın iki yanındaki ajur
clock
{f} ölçmek
English - English
clock