Tom'a bir hayli hayranım.
- I admire Tom a great deal.
O bir hayli sabır gösterdi.
- He displayed a great deal of patience.
Onun konuşması onun çok şey bildiğine beni inandırdı.
- His talk led me to believe that he knows a great deal.
O süt satarak çok para yaptı.
- He made a great deal of money selling milk.
Tom oldukça çok okur.
- Tom reads a great deal.
Ona oldukça çok borçluyum.
- I owe him a great deal.