Japonya, çok fazla kâğıt tüketmektedir.
- Japan consumes a lot of paper.
Gezi çok fazla para gerektirir.
- The trip calls for a lot of money.
Birçok İngilizce sözcük, Latince'den türemiştir.
- A lot of English words are derived from Latin.
354618 no'lu örnek cümle, Tatoeba web sitesinde birçok karışıklık yarattı.
- Example sentence no. 354618 created a lot of confusion on the Tatoeba website.
Bilgisayarda bir hayli deneyimin var, değil mi?
- You have a lot of experience in computers, don't you?
Bir hayli mücevher satın aldın.
- You bought a lot of jewels.
Çok daha iyi hissediyorum.
- I'm feeling a lot better.
O okulunu çok seviyor.
- She likes her school a lot.
Kahretsin, o lanet baykuşun çok gürültülü bir şekilde cırlaması yüzünden uyuyamıyorum.
- Fuck, I can't sleep because those damn owls are screeching so loudly.
Kahretsin. Zaten gelmek üzereyim.
- Fuck. I'm about to come already.
Develer hörgüçlerinde çok miktarda yağ depolayabilir.
- A camel can store a large amount of fat in the hump on its back.
Senin planın çok miktarda para gerektirir.
- Your plan requires a large amount of money.
I have a lot of things to say.
Roy Fuchs’ Assistant: I just heard there's a shitload of used cars coming this way.
They made a fuckload of money on that deal.