English - Turkish
Definition of a large (usually metallic) vessel for holding gases or liquids in English Turkish dictionary
- tank
- tank
- tank
- (Biyokimya) odacık
- tank
- depo
Bir depo benzinle Boston'a gidip gelebilirim.
-I can drive to Boston and back on one tank of gas.
Bir depo kurşunsuz normal istiyorum.
-I'd like a full tank of regular unleaded.
- tank
- sarnıç
- tank
- yakıt almak
- tank
- {i} fotoğraf banyo kabı
- tank
- {i} benzin deposu
Benzin deposu patlayacak.
-The gas tank is going to explode.
- tank
- (İnşaat) depo, hazne
- tank
- golcük
- tank
- istimini almak
- tank
- (Askeri) TANK: Genel olarak, top ve otomatik silahlarla teçhiz edilmiş tam tırtıllı ve zırhlı araç. Arazide harekat kabiliyeti, zırhla korunma imkanı ve yüksek müsademe kudreti, tankların başlıca özellikleliklerini teşkil eder. Ayrıca bak "heavy tahk". "light tank". "medium tank", "super heavy tank"
- tank
- {i} hapishane
- tank
- sarnıca koymak
- tank
- {i} tüp
- tank
- (isim) depo, tüp, benzin deposu, hazne, su deposu, sarnıç, tank, hapishane, fotoğraf banyo kabı
- tank
- {f} up (with) (taşıtın benzin deposunu)
- tank
- tank up k
- tank
- {i} depo; tank: gas tank benzin deposu. water tank su deposu. fish tank akvaryum
- tank
- {i} ask. tank
Related Terms
English - English
Definition of a large (usually metallic) vessel for holding gases or liquids in English English dictionary
- tank
a large (usually metallic) vessel for holding gases or liquids
Hyphenation
a large (usually metallic) ves·sel for hold·ing gas·es or liquidsPronunciation
Resimler
Favorites