a kind, species, rank, lot, company, set

listen to the pronunciation of a kind, species, rank, lot, company, set
English - Turkish

Definition of a kind, species, rank, lot, company, set in English Turkish dictionary

sort
{f} sınıflandırmak
sort
{i} tür

O tür şeyi ne tip insan yapardı? - What sort of person would do that kind of thing?

O, ne tür bir oyundur? - What sort of play is it?

sort
{i} çeşit

Tokyo'da her çeşit millet yaşar. - All sorts of people live in Tokyo.

Ne çeşit bir evin var? - What sort of house do you have?

sort
{i} punto
sort
{f} ayıklamak

Onun kağıtlarını ayıklamak için birkaç gün harcadım. - I spent several days sorting through her papers.

sort
takım
sort
kabil
sort
tasnif etme

Bütün bagajımızı tasnif etmek uzun bir süre aldı. - It took quite a while to sort out all our luggage.

Tom, birkaç şeyi tasnif etmesi gerektiğini söyledi. - Tom said he needed to sort a few things out.

sort
(Bilgisayar) sıralar
sort
türlerine göre ayırmak
sort
{f} tasnif etmek

Bütün bagajımızı tasnif etmek uzun bir süre aldı. - It took quite a while to sort out all our luggage.

sort
sırala(mak)
sort
{f} halletmek
sort
keyifsiz
sort
türleri
sort
{i} çeşit, tür, nevi
sort
{f} çözümlemek
sort
sort sınıfla
sort
{f} sırala

Ben onun tamamına sıralanmış olarak sahibim. - I've got it all sorted.

O, dosyaları alfabetik olarak sıraladı. - She sorted the files in alphabetical order.

English - English
{n} sort
a kind, species, rank, lot, company, set
Favorites