Tom kapıya tekme attı.
- Tom kicked in the door.
Bir harita getirmediğim için kendimi tekmeleyebilirdim.
- I could kick myself for not bringing a map.
Ben çok üzgünüm. Niyetim sana tekme atmak değildi.
- I'm so sorry. I didn't mean to kick you.
O dikkatsiz araç kullanmanın keyfini çıkarır.
- He gets a kick out of reckless driving.
Bunun keyfini çıkaracaksın.
- You'll get a kick out of it.
Tom sadece keyif çatmaya ve dinlenmeye karar verdi.
- Tom decided to just kick back and relax.
Sami av tüfeğiyle kapıyı tepti.
- Sami kicked in the door with his shotgun.
Tom bir at tarafından tepildi.
- Tom got kicked by a horse.
Sadece heyecan olsun diye masum kanı döktü.
- He shed innocent blood just for kicks.
Ben dalmaktan heyecan duyuyorum.
- I get a kick from diving.
Bu atın çifte atmayacağını umuyorum.
- I hope this horse doesn't kick.
Müstehcen fıkraları sevmem fakat onları anlattığında ondan çok zevk alırım.
- I don't like dirty jokes, but I get a kick out of it when you tell them.
Bundan zevk alacaksın.
- You'll get a kick out of it.
Koltuğumu tekmelemeyi bırakır mısın?
- Can you stop kicking my seat?
Tüfeğin tepmesi senin omzunu kırabilir.
- The kick of the rifle can break your shoulder.
Tom motorsikletine enerji vermeye başladı.
- Tom kick-started his motorcycle.
I think I sprained something on my latest exercise kick.
I still smoke, but they keep telling me to kick the habit.
Kick the ball into the goal.
He was kicked by ChanServ for flooding.
The ballerina did a high kick and a leap.
The pool ball took a wild kick, up off the table.
He enjoyed the simple pleasure of watching the kickline kick.
A kick to the knee.
The first time I saw Deep Water, the trace of mystery in the Crowhurst affair gave the movie a kick of excitement.
... provided us with some more questions to answer, which we're gonna use to kick off this conversation. ...
... So let's kick off, no pun intended, ...